24 Nisan 2012 Salı

Evrenin Çarkları

Herkes kendi çarkını döndürebilmek için başka bir çarka ihtiyaç duyarken, isteyerek ya da istemeden daha pek çok çarkı da döndürmek zorunda kalıyor. Başkalarının hayatlarına dokunmak... Sanki elinde sihirli bir deynek varmış gibi, yavaşça, eğilip, dokunmak ve... hokus pokussss..... Tüm dünya değişir, evrenin her parçası etkilenir bundan... Ve sen bir gün, hata yaptığını anladığında, çok geçtir artık, çünkü zamanın çarkları ters yöne dönmez, ezilen ezilmiş, kırılan kırılmıştır, asla eskisi gibi olmaz bir daha... Ancak düzeltilebilir bazı şeyler, kırılan vazoyu yapıştırmak gibi olsa da, hiç yoktan iyidir der, uğraşırsın... Uğraşırsın, uğraşırsın, uğraşırsın... Kırılması ne kadar da kolay olmuştu ama yapıştırması çok zormuş. Uğraşırsın, bir daha asla eskisi gibi güzel, eskisi gibi parlak, eskisi gibi pürüzsüz, çatlaksız, dosdoğru olamayacak bir vazo için, belki bir ömür uğraşman gerekeceğini bile bile, uğraşırsın... Hep böyle olmak zorunda mı? Vazoları kırmadan da 'öğrenemez' mi insan?