29 Eylül 2019 Pazar

Bir sigara kadar bile...

Birinin beni şu an olduğum halimle hayatına dahil edemiyor oluşu beni deli ediyor. Bir an önce kendimi içine soktuğum bu bataklıktan çıkarıp, yükselme isteği uyandırıyor bu bende. Terkedilişi kabullenmenin farklı aşamaları var. Her gün ayrı bir duygu ve düşünceye kapılıp bunlarla baş etmeye çalışıyorum. Bazen çıldıracak gibi oluyorum. "Beni nasıl terkeder?" dercesine kaptırıyorum bazen kendimi. Binlerce soru soruyorum kafamın içinde ona... Suçlamalar, öfke patlamaları... ama hep kendi içimde... ona hiçbir şey söylemiyorum. Çünkü bu düşüncelerin içimde olgunlaşmasını bekliyorum. Acaba gerçekten ona söylediğim herşeyi kendim inanarak mı söyledim, içselleştirerek? Bunun cevabını ancak o hayatımda olmadığında alabileceğim. Bu benim için tek başına yürünmesi gereken bir yol derken sanırım bunu kastediyordu. Şu anda sokağa bırakılmış evcil bir köpek gibi hissediyorum kendimi. Tek başıma hayatta kalabilecek miyim? O ettiğim büyük büyük lafların altında ezilecek miyim yoksa? Neler neler geçiyor kafamdan. O varken ayrı bir korku vardı içimde, şimdi ayrı... ne zaman kurtulacağım bu korkularımdan? Her şey bi yana, ikimiz için bu kadar zaman var mı? Kaldı mı? Birlikte geçirebileceğimiz her andan çalıyoruz şu an. Buna değer mi? Daha doğrusu ne için buna değer? Sanırım bu noktaya henüz erişemediğim için burası bana hala anlamsız, saçma geliyor... insanlar kendine zarar verdiğini bile bile , sırf sevdiği için sigarayı içmeye devam ediyor, ama kendine zarar verdiğini düşündüğü bir ilişkiyi, karşısındakini sevse bile bırakabiliyor...