31 Temmuz 2015 Cuma

Korkuyordum, gözlerimi kapadım, açmaya korktum. Gözlerimi açınca gerçekleri göreceğimden korktum, sımsıkı yumdum gözlerimi. Bazen sevdiğinin yanında susmak da güzeldi, sustum...
'Örtün üstüme çiçekleri' diyordu biri 'halim yok'..., dinledim, sustum... 
O kadar alışmıştım ki ilgisiz, sevgisiz bırakılmaya, garipsemiyordum artık bunu yıllardır... Yanlışmış, belki de... Farkında değildim...

Yıllar sonra aşkı sorgulamak da nerden çıkmıştı? Sevgiyi yeniden tattığımdan mıdır bilmem. Uzun zamandır ilk defa güvenli limanlarda aradım sevgiyi, buldum da... düğüm gerçekten çözülmüştü demek, ne güzel...

 Kafamdaki binlerce düşünceyi kelimelere dökmek zor...

Ne kadar kolaydı, hayatı boyunca aldatılma ihtimalini bile aklından geçirmemiş olan birine, belki de aldatılıyorsun demek. Bakalım ben bunu kaldırabilecek miydim? Sadece şu kadarını söyliyim, eve gidip intihar etmeyi düşündüm, bu denli hazırlıksızdım bu fikre. Ama ağlamadım, eve gidip yatağıma yattım, düşünmedim, sorgulamadım, üzülmedim. O duyguyu gerçek olduğuna inanmadan yaşamak istemedim, gerçekse nasıl olsa bir gün yaşayacaktım ama şimdi değil. 

.
.
.

Kalbim ne kadar da katılaşmış, ne kadar gaddarım anneme karşı... Neden son günlerde bütün konular aynı noktaya çıkıyor? Neyi kaybettim ben? Neden bu kadar taşlaştı kalbim?
Sebebi belli... Üzülmemek için... İnsan kendini güçlü sanmak istiyor, bir et parçasının önüne duvarlar örüyorum. Kalbim daha fazla kırılmasın diye... Ama acı, siyah bir duman gibi, duvar falan dinlemiyor, sızıyor içeri, sızlatıyor...


Ama bugün... Sızlamak da değil bu, daha öte. Kalbim EZİLMİŞ gibi hissediyorum. 

Eskiden bütün duyguları dibine kadar yaşamayı severdim, acıyı da... Hala öyle sanıyordum... Meğer artık sadece iyi şeylerin girmesine izin veriyormuşum içeri... Kalbimi üzüntülere kapatmışım. Bunun da sebebini biliyorum:) Bir insan sevdikleri tarafından defalarca defalarca ama defalarca kırılınca, artık hayal  kırıklığına uğramamak, artık üzülmemek için, taşlaştırıyor kalbini. Ama kayalar dahi parçalanabiliyorken bu dünyada, benim ördüğüm duvarlar neye yarar ki?