15 Ekim 2019 Salı

İşte şimdi gerçekten kendimle başbaşa kaldım. Merhaba Yasemin. Nasılsın? Seni uzun zamandır buralarda görmüyorduk, nerelere kaçıp, saklanmış? Nereye sığınmıştın? Güvenli miydi bari sığındığın liman?
-Evet güvenliydi, ama yine de beni yarı yolda bıraktı. Olsun yine de bana çok şey kattı.
-Sevindim. Şimdi nasılsın peki?
-Yeniden seninle baş başa kaldık, bu his hoşuma gitmedi. Hiç özlememişim seni. Biliyor musun, sen bana kendimi kötü hissettiriyorsun. Sürekli bana geçmişi hatırlatıp, beni hiç hatırlamak istemediğim anlara götürüp duruyorsun. Artık yapma bunu, barışalım seninle, olur mu?
-Tamam, bunu deniyordum zaten bir süredir biliyorsun ama daha çok dikkat edicem, söz. Artık eskisi gibi her gün uyandığında geçmişe uyanmıyorsun değil mi? Her gün yeni bir gün.
-Evet. Buna çok seviniyorum. Her gün geçmişe uyanmak kabus gibi bir şeydi, korkunç bir şey!!!
-Güzel. Gelişme var demek ki! Tebrik ederim. Ama benimle başbaşa kalmanın sana kötü hissettirmesine üzüldüm. Barışmak istemeneyse sevindim. Bundan sonra farklı bi hayatımız olacak farkındasın değil mi?
-Evet en çok da buna seviniyorum zaten. Başka güzel şeyler de yok değil tabii;) ne kadar üzülsem de yaşadıklarım beni güçlendirdi. Bunun için minnettarım.
-Anladığım kadarıyla senin için özel biri, değerli biri. Öyle mi?
-Evet öyle. Herkes hata yapar, o da yaptı. Ama onu affediyorum. Bunu hem kendim, hem onun için yapıyorum. Yolumuza devam edebilmemiz için bu gerekli çünkü. O iyi bi insan ve iyi olmayı hak ediyor. Her ne kadar ona kızgın olsam da onu bugünkü gördüğüm haliyle görmek beni üzdü, onu böyle görmeyi istemezmişim demek ki. Umarım kendini toparlar ve yola devam eder ve yolda karşısına hep güzellikler çıkar demekten başka ne diyebilirim ki...
-Peki ya sen?
-Ben hayatımda ilk defa kendim için gerçek bir şey yapıyormuş gibi hissediyorum. Hayatımda ilk kez böylesi bir yola çıkıyorum, tek başıma. Korkmuyor değilim, elbette korkuyorum ama korktuğum için durmuyorum. Devam ediyorum. Her gün bir şey yapmaya çalışıyorum.  Biliyor musun bu bile benim için küçük gibi görünen ne kadar büyük bir adım?!?! Bu bile bana kendimi iyi hissettiriyor. Diğer konuya gelince, üzülmedim mi? Elbette üzüldüm, artık hayatımda olmayacağı için, yanımda olmasını istediğim, sevdiğim, mutlu olduğum insanın hayatımdan çıkmak istemesi beni elbette sarstı. Ama bir önceki yazıda anlattığım aşamalardan geçerek şu an bulunduğum noktaya geldim. Zaman... zaman öyle bir şey ki Yasemin, sadece zaman bile, bir şeylerin acısını hafifletmeye yetiyor. Bazen kabullenmekten başka çaren olmuyor...Herkes iyi olsun ya, herkes mutlu olsun. Mutlu olmayı hak eden herkes...
-Sen de mutlu ol, iyi ol Yasemin. Sen de bunu hak ediyorsun. Sen değerlisin, başkalarının sana değer vermesine ihtiyacın olmaksızın, sen değerlisin. Ne ailenin ve başka birinin onayına ihtiyacın yok senin.
-Biliyorum. Sadece zaman zaman içimdeki o acımasızca eleştiren sesi bastırmakta zorlanıyorum. Ama içten içe biliyorum hiçbir zaman doğruyu söylemediğini.
-Evet. O ses herkesin içinde var ama sen her şeyin farkındasın.
-Evet, farkında olmak her zaman çözmeye yetmese de, uğraşmak da çabalamak da bir şey.
-Tabii ki.


Bu da kendimle konuşmalarımdan bir kesit, kalsın burada ihtiyacım oldukça okumak iyi gelir belki. Yasemin'den Yasemin'e sevgilerle...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder