21 Aralık 2012 Cuma

Yasak Meyve

Bugünlerde her gece kapımın önünde aynı köpeği yatarken buluyorum. İlk gün sevmiştim onu, konuşmuştuk biraz, sonra girmiştim içeri. İkinci gün yine aynı yerde beni beklediğini gördüm, beni görür görmez tanıdı ve sevgime karşılık verdi, o kadar çok bağırdı ki, çığlığını ta içimde duydum 'beni sev'... Çağrıya karşılık vermemek imkansızdı, biri beni sevdiğinde fütursuzca karşılık verme içgüdüme hala engel olamıyorum, herkes gibi ben de sevmek ve sevilmekten hoşlanıyorum, köpek de... İkinci günde kalmıştık, bu kez daha çok konuştuk, daha çok sevdim onu, kocaman tüylerinin içinde kaybolmak istedim, alıp seni götürsem ya dedim, yurt odama, bana eşlik etsen ya bu gece, fena mı olur? Neden yasaklar bu kadar çekicidir! Ah be köpek, nerden çıktın karşıma, şimdi sensiz uyumak zorunda olma fikrinden nefret edicem günlerce, her gece yine o kapının önünde beni bekliyor olacaksın, biliyorum. Bu daha da kötü ya işte, senin orada olduğunu ama yanımda olamayacağını bilmek... Elimden gelse seninle birlikte kapının önünde uyurdum ben de!
Üçüncü gün, köpek yine aynı yerde, fakat bu kez başka bir köpekle birlikte uyuyor, ben bunu kıskanmıyorum, ilginç, oysa buna içerlemem gerekmez miydi? Neyse, benim gönlümde ikisine de yetecek kadar çok sevgi var, gidip ikisini birden sevmeye başlıyorum. Benim köpek çıldırıyor, 'sadece beni sev!'... Peki diyorum, onu kızdırmaktansa diğer köpeği bir yana bırakıp, ilk iki gün olduğu gibi okşamalar, koklaşmalar, öpücükler, sevgi gösterilerine devam ediyoruz. Şimdi artık yurda giriş vaktim geldi ve onu yine istemeyerek orada bırakmak zorundayım! Yurda girmek zorundayım! Peşimden geliyor, izin versem yurdun kapısından içeri girecek, ama güvenlik çetin, kapıda bekliyor, gözü üzerimizde, çok fena! Büyük bir mücadele veriyorum, onu incitmeden kapının dışında bırakmak için. Sonunda kapının içinde ben, dışında Yasak Meyve...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder